Süper Uygulamalar Lojistik Sektörünü Ele Geçirebilir mi?


 In this article, I explored how super apps are transforming the logistics industry. Logistics companies no longer have to deal with complex ERP systems or rely on manual processes. Global giants like Uber Freight, Amazon Relay, Cainiao, and Gojek have fully digitized load management, pricing, and delivery processes, offering speed, cost efficiency, and operational effectiveness. In Turkey, Trendyol Go, Getir, and HepsiJet have taken significant steps in this field, but a truly independent and comprehensive logistics super app has yet to emerge. And this is exactly where I will introduce you to Kamyoon, a surprising new player aiming to change the game.

You can explore the English versions of my published articles on my Medium profile at https://lnkd.in/eETwD-Mn Feel free to dive into my insights and discussions on technology, innovation, and digital transformation.


İçindekiler

1- Giriş: Süper Uygulamalar Nedir ve Neden Önemlidir?

  • Süper uygulama (Super App) kavramı

  • WeChat, Gojek, Grab gibi global örnekler

  • Lojistik sektöründe süper uygulamaların potansiyeli

2- Dünya Genelinde Süper Uygulamalar ve Lojistik Entegrasyonu

  • Alibaba & Cainiao: Çin’in dev lojistik altyapısı

  • Uber Freight: Dijital nakliye yönetimi

  • Amazon Flex & Relay: E-ticaret lojistiğinde devrim

  • Endonezya & Gojek: Lojistik, e-ticaret ve ödeme sistemlerini birleştirme modeli

3- Süper Uygulamaların Lojistik Sektörüne Getirdiği Avantajlar

  • Gerçek zamanlı lojistik yönetimi

  • Tedarik zinciri görünürlüğü ve optimizasyonu

  • Maliyet avantajı ve daha hızlı teslimatlar

  • Şirketler ve bireysel kullanıcılar için entegrasyon fırsatları

4- Türkiye’de Süper Uygulamalar: Lojistik Sektörü İçin Uygulanabilir mi?

  • Trendyol Go, Getir ve Yemeksepeti’nin lojistik modelleri

  • E-ticaret ve lojistik entegrasyonu

  • Türkiye’de dijital lojistik platformlarının büyüme potansiyeli

  • Ve işte beklenmedik bir sürpriz! Kamyoon

5- Süper Uygulamalar Geleneksel Lojistik Firmalarını Tehdit Ediyor mu?

  • Klasik lojistik firmaları için olası riskler

  • Küçük ve orta ölçekli lojistik şirketleri nasıl adapte olabilir?

  • Dijital dönüşüm sürecini hızlandıran adımlar

6- Süper Uygulamalar vs. Klasik ERP Tabanlı Lojistik Yönetimi

  • Mevcut lojistik ERP sistemleri ile süper uygulamaların karşılaştırması

  • API ve veri entegrasyonu sorunları

  • Şirketler için ERP mi, süper uygulamalar mı daha avantajlı?

7- Geleceğe Bakış: Türkiye’de Lojistik Süper Uygulamalarla Nasıl Evrilecek?

  • Öngörüler ve trend analizleri

  • Lojistik firmalarının süper uygulamalardan nasıl faydalanabileceği

  • Süper uygulamaların lojistik sektöründeki geleceği

  • Sonuç


1️⃣ Giriş: Süper Uygulamalar Nedir ve Neden Önemlidir?

Son yıllarda "süper uygulama" kavramını sıkça duymaya başladık. Hatta bazılarımız bu kelimenin fazla havalı olduğunu düşünüyor olabilir. Ama işin aslı şu: Süper uygulamalar gerçekten süper! Çünkü bir uygulamadan çok daha fazlasını sunuyorlar. Bunlar, dijital dünyanın AVM’si gibi. İçeri giriyorsun ve istediğin her şeyi tek bir çatı altında halledebiliyorsun.

Bir düşünelim: 2000’lerin başında hepimiz masaüstü bilgisayarlara bağımlıydık. E-posta için ayrı, bankacılık için ayrı, alışveriş için ayrı uygulamalar kullanıyorduk. Sonra akıllı telefonlar hayatımıza girdi ve uygulamalar her şeyi hızlandırdı. Şimdi ise süper uygulamalar devreye girerek, dijital dünyayı “parça parça” olmaktan kurtarıyor. Tek bir uygulama ile yemek siparişinden taksi çağırmaya, fatura ödemekten lojistik yönetimine kadar her şeyi halledebiliyoruz. Yani teknoloji dünyasında 'her şey dahil tatil' konsepti başladı! 🏝️

Süper Uygulamalar: Teknolojinin McDonald's Menüleri

Süper uygulamalar aslında fast food zincirlerinin menü mantığıyla çalışıyor. Tek bir hamburger alabilirsin ama yanında patates ve içecek de ekleyerek işi büyütebilirsin. WeChat, Gojek, Grab gibi süper uygulamalar da tam olarak bunu yapıyor. Önce basit bir hizmetle başlıyorlar (mesela mesajlaşma veya yemek siparişi), sonra ödeme sistemleri, araç çağırma, e-ticaret, finans ve lojistik gibi ek özellikleri ekleyerek devasa bir ekosistem haline geliyorlar.

  • WeChat (Çin): Başta sadece bir mesajlaşma uygulamasıydı, ama şu an Çin’de neredeyse her şey WeChat üzerinden yapılıyor. Öyle ki, Çin’de nakit para taşıyan birine rastlarsan, büyük ihtimalle zaman yolculuğuyla 90’lardan gelmiştir.

  • Gojek (Endonezya): Bir motosiklet çağırma uygulaması olarak başladı ama şimdi banka işlemlerinden market siparişine kadar her şeyi sunuyor.

  • Grab (Güneydoğu Asya): Uber’in Asya versiyonu gibi başladı, ama şu an yemek siparişi, ödeme sistemleri ve lojistik dahil her alanda var.

Özetle, süper uygulamalar birer dijital ekosistem canavarı gibi. Küçük başlıyorlar ama her ihtiyacı bünyelerine katarak insanları tek bir uygulamanın içine hapsetmeye çalışıyorlar.

Peki Lojistik Sektörü Bu İşin Neresinde?

Şimdi sıkı durun, çünkü işin en can alıcı yerine geliyoruz: Lojistik sektörü süper uygulamalara teslim olmaya hazır mı? Bugün büyük lojistik firmalarının operasyonlarını yönetmek için ayrı ayrı ERP sistemleri, takip araçları, finansal yönetim yazılımları ve müşteri platformları kullanılıyor. Ancak süper uygulamalar bu karmaşayı tek bir platformda toplamayı vaat ediyor.

Şöyle düşünelim:

  • Eğer Alibaba’nın Cainiao lojistik sistemi süper uygulama mantığıyla çalışıyorsa, neden küçük ve orta ölçekli lojistik firmaları için de böyle bir model olmasın?

  • Amazon Flex veya Uber Freight, tır ve kamyon şoförleri için süper bir lojistik uygulamaya dönüşebilir mi?

  • Peki Türkiye’de Süper Uygulamalar Lojistiği Ele Geçirebilir mi? Trendyol Go, Getir ve HepsiJet, lojistik süreçlerini süper uygulama formatına yaklaştıran oyuncular olarak öne çıkıyor. Ama asıl soru şu: Türkiye’de lojistik sektörünü gerçekten domine edecek süper uygulama kim olacak?

Çünkü ortada büyük bir fırsat var. Küçük ve orta ölçekli lojistik firmaları, ERP ve iş zekası araçlarıyla süreçlerini yönetmeye çalışırken, bütün lojistik zincirini tek bir noktadan yöneten süper bir platform henüz Türkiye’de tam anlamıyla kurulmadı.

Şimdi iki ihtimal var:

  • Mevcut devler (Trendyol, Getir, HepsiJet) süper uygulama formatına evrilecek ve tüm lojistik operasyonlarını merkezi bir dijital ekosisteme taşıyacak.

  • Yepyeni bir oyuncu çıkacak ve süper uygulama modelini baştan kurarak lojistik pazarını domine edecek.

Peki bu yeni oyuncu kim olabilir? İşte burada bazı isimlerin dikkat çekmesi gerekiyor. Lojistik operasyonlarını dijitalleştirmek için yola çıkan yeni nesil platformlar, taşımacılıktan envanter yönetimine, sigorta süreçlerinden iş zekası çözümlerine kadar her şeyi tek bir yerden sunmaya başlayabilir. Türkiye lojistiğinde “süper uygulama devrimi” başlatacak bir girişim mi geliyor?İşte burada, ilerleyen bölümlerde dikkat çeken bir girişim olan Kamyoon'dan bahsedeceğim.

Soru şu: Lojistik sektörü süper uygulamaların sunduğu kolaylığa mı teslim olacak, yoksa geleneksel sistemler direnmeye devam mı edecek? İşte bu makalede tam olarak bunu konuşacağız.

Sonuç olarak: Süper uygulamalar lojistik sektörünün bugüne kadar görmediği bir dönüşüm fırsatı sunuyor. Ama aynı zamanda mevcut lojistik devleri için büyük bir tehdit oluşturuyor. Amazon, Uber ve Alibaba gibi devler lojistik sektörünü “uygulama bağımlısı” yapmaya çalışırken, geleneksel lojistik firmalarının buna nasıl karşı koyacağını hep birlikte göreceğiz.

O halde gelin, bu işin iç yüzünü birlikte analiz edelim!


2️⃣ Dünya Genelinde Süper Uygulamalar ve Lojistik Entegrasyonu

Dünya genelinde süper uygulamalar artık sadece yemek siparişi vermek ya da taksi çağırmak için değil, aynı zamanda lojistik operasyonlarının da merkezi haline geliyor. Eskiden bir kamyonun rotasını planlamak, teslimat süreçlerini optimize etmek ve müşteri ödemelerini takip etmek için ayrı ayrı sistemler gerekiyordu. Ancak artık lojistik sektörü süper uygulamaların sunduğu entegre çözümlerle daha hızlı, verimli ve düşük maliyetli hale geliyor.

Peki, hangi dev şirketler bu dönüşümün öncüsü oldu? Alibaba, Uber, Amazon ve Gojek gibi küresel oyuncular lojistik süreçlerini süper uygulama modeliyle yeniden tanımlıyor.

Alibaba & Cainiao: Çin’in Dev Lojistik Altyapısı

Alibaba’nın 2013 yılında kurduğu Cainiao, başlangıçta yalnızca Alibaba’nın e-ticaret siparişlerini yönetmek için tasarlanmıştı. Ancak zamanla Çin’in en büyük lojistik ağı haline geldi ve şu anda sadece Alibaba değil, tüm e-ticaret sektörüne lojistik hizmeti sunan bir platform olarak çalışıyor.

Cainiao’nun süper uygulama yaklaşımı sayesinde:

  • Akıllı depo ve teslimat sistemleri ile siparişler günler yerine saatler içinde teslim edilebiliyor.

  • Blockchain tabanlı takip sistemleri sayesinde gönderiler anlık olarak izlenebiliyor. Fiyatlandırma ve rota optimizasyonu gibi işlemler tamamen yapay zeka ile yönetiliyor.

Çin’de bir ürünü sipariş ettiğinizde, Cainiao lojistik sürecini baştan sona yöneten tek noktadan çözüm sunan bir yapı haline geliyor. Alibaba’nın Cainiao’yu küresel lojistik sektöründe standart haline getirme planı, önümüzdeki yıllarda rekabeti bambaşka bir seviyeye taşıyacak.

Uber Freight: Dijital Nakliye Yönetimi

Uber’in taksi hizmetinden küresel taşımacılığa sıçraması, süper uygulamaların ne kadar esnek olabileceğini gösteren en iyi örneklerden biri. Uber Freight, lojistik sektöründeki en büyük sıkıntılardan biri olan “boş dönüşleri” ortadan kaldırmak için tasarlandı.

Peki, nasıl çalışıyor?

  • Nakliye firmaları ve yük taşıyan araç sahiplerini dijital platformda buluşturuyor.

  • Dinamik fiyatlandırma sayesinde yük sahipleri ve şoförler anında anlaşma sağlayabiliyor.

  • Makine öğrenmesi destekli rota optimizasyonu ile yakıt maliyetleri ve teslimat süreleri düşürülüyor.

Sonuç: Uber, "taksi süper uygulamasını" lojistik sektörüne taşıyarak yük taşımacılığını da platform ekonomisine entegre etti. Bu modelin benzeri, önümüzdeki yıllarda Türkiye’de de ortaya çıkabilir mi? Ya da çoktan çıktı mı? Okumaya devam edin, anlatacağım!

Amazon Flex & Relay: E-Ticaret Lojistiğinde Devrim

Amazon’un lojistik operasyonları, süper uygulamaların e-ticaret ve lojistik entegrasyonunun zirve noktası olduğunu gösteriyor. Amazon Flex bireysel kuryelerin teslimat yapmasını sağlayan bir sistem. Amazon Relay ise tır ve kamyon taşımacılığı için bir lojistik yönetim aracı olarak çalışıyor.

Bu platformlar sayesinde:

  • Bireysel kuryeler Uber tarzı bir modelle teslimat yapabiliyor.

  • Kamyon şoförleri, boş yüklerle geri dönmek yerine Amazon’un yönlendirmesiyle kârlı rotalar seçebiliyor.

  • Gerçek zamanlı yük takibi, yapay zeka destekli tahmin sistemleri ve dinamik fiyatlandırma ile teslimatlar optimize ediliyor.

Amazon, lojistik sürecini tamamen süper uygulama modeline dönüştürerek klasik lojistik firmalarına meydan okuyor. Soru şu: Bu model Türkiye’de uygulanabilir mi?

Endonezya & Gojek: Lojistik, E-Ticaret ve Ödeme Sistemlerini Birleştirme Modeli

Gojek, başlangıçta sadece bir motosiklet taksi uygulaması olarak başladı. Ancak şu anda Endonezya ve Güneydoğu Asya’nın en büyük süper uygulamalarından biri konumunda. Üstelik lojistik, e-ticaret ve finansı bir araya getiren dev bir ekosisteme dönüştü.

  • Gojek’in sunduğu hizmetler:

  • GoSend: Bireysel ve kurumsal lojistik çözümleri

  • GoPay: Online ödeme ve finans işlemleri

  • GoShop: E-ticaret ve market teslimatları

  • GoBox: Büyük hacimli nakliye hizmetleri

Bu model, lojistik hizmetlerinin finans ve perakende ile birleştiği süper uygulama mantığının en iyi örneklerinden biri.

Türkiye İçin Ne Anlama Geliyor?

Dünya genelinde süper uygulamaların lojistikle birleştiğini görüyoruz. Peki, Türkiye’de bu alanda bir devrim yaşanacak mı? Şu anda Trendyol, Getir ve HepsiJet gibi oyuncular lojistik süreçlerini dijitalleştirmeye başlasa da, henüz tam anlamıyla bir süper lojistik uygulaması çıkmış değil.

Ve belki de Türkiye pazarına yepyeni bir oyuncu girerek, bu açığı kapatacak ve lojistik sektörünü dijitalleştirme konusunda liderliği üstlenecek. İşte ilerleyen bölümlerde, bu potansiyel adaylardan biri olarak Kamyoon’un sunduğu çözümlerden bahsedeceğiz.


3️⃣ Süper Uygulamaların Lojistik Sektörüne Getirdiği Avantajlar

Süper uygulamaların neden bu kadar popüler olduğunu anlamak için, klasik lojistik süreçlerine bir göz atalım. Geleneksel lojistik firmalarında operasyonlar genellikle “yama kültürü” ile yürütülür: Farklı yazılımlar, farklı platformlar ve manuel süreçler birbirine eklenerek büyük bir kaotik yapı oluşturulur. Ama süper uygulamalar bu dağınıklığı ortadan kaldırıyor ve lojistik süreçlerini hızlı, düşük maliyetli ve optimize edilmiş hale getiriyor.

Şimdi, süper uygulamaların lojistik sektörü için sunduğu dört büyük avantaja yakından bakalım.

Gerçek Zamanlı Lojistik Yönetimi

Lojistik sektörünün en büyük sıkıntılarından biri anlık veri eksikliği. Kargolar nerede? Şoför teslimata çıkmış mı? Depoda yeterli stok var mı? Geleneksel lojistik firmalarında bu bilgileri toplamak, analiz etmek ve aksiyona dönüştürmek saatler hatta günler sürebilir.

Ama süper uygulamalar, tüm bu bilgileri tek bir platformdan anlık olarak yönetmeyi sağlıyor.

  • GPS ile araç takibi sayesinde anlık konum bilgisi alınıyor.

  • Gerçek zamanlı trafik ve hava durumu entegrasyonu ile rota optimizasyonu sağlanıyor.

  • Depo stokları, sipariş durumu ve teslimat süreleri aynı sistemden takip edilebiliyor.

Örneğin, Uber Freight ve Amazon Relay, taşıyıcılar ve nakliyeciler için anlık fiyatlandırma ve rota önerileri sunuyor. Bir kamyonun boş dönüş yapmasını önleyerek hem maliyeti düşürüyor hem de teslimat süresini kısaltıyor.


Tedarik Zinciri Görünürlüğü ve Optimizasyonu

Tedarik zinciri yönetimi genellikle karanlık bir kutu gibidir. Ürünlerin hangi aşamada olduğunu görmek için birden fazla sistem ve manuel süreç gerekir. İşte süper uygulamalar burada devreye giriyor:

  • Şirketler ve müşteriler tedarik zincirini uçtan uca takip edebiliyor.

  • Siparişlerin hangi aşamada olduğunu gösteren AI tabanlı dashboard’lar sunuluyor.

  • Makine öğrenmesi ile gecikmeler önceden tahmin edilerek alternatif çözümler sunuluyor.

Örneğin, Alibaba’nın Cainiao ağı, siparişlerin hangi aşamada olduğunu, hangi depodan çıkacağını ve tahmini teslim süresini tamamen otomatik olarak hesaplıyor. Bu sayede hem satıcılar hem de alıcılar teslimat süreçlerini daha iyi yönetebiliyor.


Maliyet Avantajı ve Daha Hızlı Teslimatlar

Geleneksel lojistikte maliyetleri artıran üç büyük problem var:

  • Manuel süreçler (Elle veri girişi, fatura işlemleri, telefonla sipariş takip etme gibi zaman kayıpları).

  • Boş dönüşler (Nakliye araçlarının boş dönmesi lojistik maliyetlerini %30 artırıyor).

  • Kötü rota planlaması (Teslimat süreleri uzuyor, yakıt maliyetleri artıyor).

Süper uygulamalar bu üç problemi de çözüyor!

AI destekli fiyatlandırma sistemleri, taşıyıcılar için daha adil ve rekabetçi fiyatlar belirliyor. Akıllı rota optimizasyonu, trafik ve hava durumu gibi faktörleri göz önünde bulundurarak en kısa ve en hızlı teslimat rotalarını oluşturuyor. Depo yönetim sistemleri, talep tahmin algoritmaları sayesinde stok yönetimini optimize ediyor.

Örneğin, Amazon’un Prime teslimat modeli tamamen süper uygulama mantığıyla çalışıyor. Sipariş verildiği anda en uygun depo, en yakın taşıyıcı ve en hızlı teslimat rotası belirleniyor.

Sonuç: Daha hızlı teslimatlar, daha düşük maliyetler ve daha yüksek müşteri memnuniyeti.


Şirketler ve Bireysel Kullanıcılar İçin Entegrasyon Fırsatları

Süper uygulamalar yalnızca büyük lojistik firmaları için değil, aynı zamanda bireysel kullanıcılar ve küçük işletmeler için de oyunun kurallarını değiştiriyor.

  • E-ticaret satıcıları, stok takibini ve kargo süreçlerini tek bir uygulama üzerinden yönetebiliyor.

  • KOBİ’ler, büyük lojistik firmalarına bağımlı kalmadan doğrudan süper uygulamalar üzerinden taşıyıcılarla anlaşabiliyor.

  • Bireysel kullanıcılar, standart kargo şirketlerini beklemek yerine, anlık teslimat yapan sürücülerle çalışabiliyor.

Örneğin, Uber Freight, bireysel taşımacıların da sistemin içine dahil olmasını sağlıyor. Tıpkı Uber’in taksicilere yaptığı gibi, lojistik sektöründe de bireysel taşımacıları sistemin bir parçası haline getiriyor.

Türkiye’de ise Trendyol Express ve Getir, benzer bir modeli benimsemeye başladı. Ama tam anlamıyla herkesin kullanabileceği bir lojistik süper uygulaması henüz mevcut değil.


4️⃣ Türkiye’de Süper Uygulamalar: Lojistik Sektörü İçin Uygulanabilir mi?

Dünyada süper uygulamalar lojistik sektörünü dönüştürürken, Türkiye’de de e-ticaret ve lojistik arasındaki bağ giderek güçleniyor. Ancak asıl soru şu: Türkiye’de lojistik sektörü, gerçekten süper uygulama formatına evrilebilir mi? Yoksa mevcut sistemler, dijitalleşmeye direnmeye mi devam edecek?

Gelin, Türkiye’de süper uygulamaların lojistik sektörüne nasıl entegre olabileceğini inceleyelim.

Trendyol Go, Getir ve Yemeksepeti’nin Lojistik Modelleri

Son birkaç yılda Trendyol, Getir ve Yemeksepeti, Türkiye’de lojistik süreçlerini hızlandıran ve süper uygulamaya yaklaşan modeller geliştirdi. Ancak bu modellerin henüz tam anlamıyla lojistiği kapsayan süper uygulamalar olmadığını söylemek gerek.

  • Trendyol Go – E-ticaret siparişlerini 30-60 dakika içinde teslim eden bir sistem. Ancak bu model, yalnızca Trendyol platformu içinde çalışan kapalı bir ekosistem.

  • Getir – Getir’in temel iş modeli, hızlı teslimat üzerine kurulu. Ancak Getir, şu an sadece kendi sipariş ağını yönetiyor, üçüncü parti lojistik firmalarıyla entegrasyon konusunda eksik.

  • Yemeksepeti Vale – Restoran teslimatlarının lojistik ayağını yöneten bir yapı. Ancak bağımsız lojistik süreçlerini destekleyecek açık bir platformdan çok uzak.

Bu firmaların modelleri kendi ekosistemleri içinde oldukça başarılı, ancak süper uygulama mantığıyla lojistik sektörünün tamamını kapsayan bir çözüm sunduklarını söylemek zor.

Şu an Türkiye’de Uber Freight veya Cainiao gibi tüm lojistik süreçlerini tek bir noktadan yöneten bir süper uygulama mevcut değil. Ama bu, gelecekte çıkmayacağı anlamına da gelmiyor!

E-Ticaret ve Lojistik Entegrasyonu: Süper Uygulamalara Giden Yol

Türkiye’de süper uygulamaların lojistik sektöründe başarılı olması için e-ticaret entegrasyonunun sorunsuz hale gelmesi gerekiyor. Çünkü lojistiğin en büyük müşterisi artık bireyler ve e-ticaret işletmeleri.

  • Bugün bir KOBİ, ürününü satmak için Trendyol veya Hepsiburada kullanıyor.

  • Lojistik için Aras Kargo, Yurtiçi Kargo veya özel lojistik çözümlerine yöneliyor.

  • Ödeme ve faturalandırma için başka sistemler kullanıyor.

İşte süper uygulamaların devreye girmesiyle bütün bu süreçler tek bir noktadan yönetilebilir hale gelecek.

Örneğin:

  • Sipariş onaylandığı anda, en uygun lojistik operatörü otomatik olarak seçilecek.

  • Tedarik zinciri AI destekli tahminleme ile optimize edilecek.

  • Fiyatlandırma ve rota planlaması, anlık veri analizine göre değişecek.

Türkiye’de Trendyol ve Getir bu modelin parçalarını oluştursa da, henüz tam anlamıyla lojistik süper uygulaması haline gelmiş değiller. Ama bu dönüşüm kaçınılmaz.

Türkiye’de Dijital Lojistik Platformlarının Büyüme Potansiyeli

Şimdi en kritik noktaya geldik: Türkiye, süper uygulama tabanlı lojistik yönetimine ne kadar hazır?

  • Lojistik sektörü, geleneksel ve parçalı yapısını terk edebilir mi?

  • E-ticaret, lojistik ve finans süreçlerini birleştiren bir platforma geçiş mümkün mü?

  • Türkiye’de yeni bir süper uygulama doğabilir mi?

Cevap: Evet, ama birkaç büyük engel var.

  • Küçük ve orta ölçekli lojistik firmaları genellikle teknolojiye geç adapte oluyor.

  • ERP ve lojistik sistemleri arasında entegrasyon problemleri yaşanıyor.

  • Pazarda süper uygulama modeline uygun kapsamlı bir çözüm şu an için mevcut değil.

Ama bu, bir süper lojistik uygulaması çıkmayacak anlamına gelmiyor. Türkiye’de eğer doğru bir model oluşturulursa, tüm lojistik sürecini dijitalleştirecek ve süper uygulama modeliyle yönetecek yeni bir girişim pazarda lider olabilir.

Ve işte beklenmedik bir sürpriz! Türkiye’de süper uygulama formatına en yakın girişimlerden biri, Kamyoon.

Açıkçası, Türkiye’de böyle bir girişimi görmek beni gerçekten şaşırttı ve heyecanlandırdı. Genelde lojistik sektörü ülkemizde fazla yeniliğe açık değildir; büyük oyuncular kendi düzenlerini korumaya çalışır, küçükler de devlerin ekosistemine sıkışıp kalır. Ama Kamyoon, tam anlamıyla oyunun kurallarını değiştirmek isteyen bir platform gibi görünüyor.

Bu işin asıl etkileyici yanı, bir grup genç girişimcinin, lojistik gibi geleneksel bir sektörü dijitalleştirme cesaretini göstermesi. Kolay iş değil. Düşünsene, yıllardır "kamyoncu muhabbetinin" değişmediği bir ekosistemde çıkıp diyorsun ki: “Biz buraya dijital dönüşüm getireceğiz, yapay zeka ile lojistik süreçlerini yöneteceğiz ve işleri herkes için daha verimli hale getireceğiz.”

Bu yaklaşım bence hem cesur hem de tam zamanında gelen bir hamle.

Kamyoon’un En Dikkat Çeken Yanları

  • Kamyoncular İçin Dijital Çözümler Kamyoncular genelde bireysel çalışanlar ve geleneksel yöntemlere bağlı insanlar. Kamyoon, onlara yük bulma, sefer maliyeti hesaplama, e-fatura oluşturma gibi kritik hizmetleri tek bir yerden sunuyor. Bu, hem zaman kazandırıyor hem de gelirlerini optimize etmelerini sağlıyor.

  • Lojistik Şirketleri İçin Akıllı Yönetim Lojistik firmaları genellikle fiyat dalgalanmalarına karşı savunmasızdır. Kamyoon’un en büyük katkısı, bu süreci dijitalleştirerek fiyat tekliflerini en uygun hale getirmesi ve araç teminini optimize etmesi. Böylece, lojistik firmaları eski usul telefon trafiğiyle uğraşmak yerine veriye dayalı bir sistemle hareket edebiliyor.

  • Gerçek Zamanlı Takip ve Yapay Zeka Lojistikte en büyük sıkıntılardan biri, yüklerin nerede olduğunu bilememek. Kamyoon bunu canlı takip, veri analitiği ve AI destekli tahminleme ile çözmeye çalışıyor. Bu, aslında Türkiye lojistik sektörü için oldukça yenilikçi bir yaklaşım.

  • Sektöre Yeni Bir Oyun Alanı Açması En çok hoşuma giden şeylerden biri, Kamyoon’un tam olarak bir lojistik firması olmaması ama lojistik sektörünün tamamını kapsayan bir platform yaratması. Bu model, dünyada Uber Freight, Convoy ve Amazon Relay gibi örneklerde gördüğümüz bir yaklaşım.

Türk Mühendisleri Olarak Gurur Duyulacak Bir İş

Şunu söylemem lazım: Türkiye’de bu kadar akıllıca kurgulanmış lojistik girişimleri sık sık görmüyoruz. Genelde inovasyon ya e-ticaret tarafında ya da finans sektöründe oluyor. Ama lojistiğin böylesine köklü bir değişime ihtiyacı varken, Kamyoon gibi bir girişimin ortaya çıkması gerçekten umut verici.

Türkiye’deki lojistik firmalarının bu platformu ne kadar hızlı benimseyeceği konusunda emin değilim. Çünkü bu sektörün eski alışkanlıkları bırakmaya pek hevesli olmadığını biliyoruz. Ama eğer Kamyoon doğru stratejilerle ilerlerse, gerçekten lojistik süper uygulamalarının Türkiye’deki ilk büyük temsilcisi olabilir.

Şimdi asıl soruya gelelim: Bu iş büyür mü, yoksa birkaç yıl içinde sektörel direnç yüzünden yavaşlar mı? Açıkçası bu tamamen Kamyoon’un stratejisine bağlı. Eğer lojistik firmalarını, onların rakibi değil, çözüm ortağı olduğuna ikna edip yaygınlaşmayı başarabilirlerse, Türkiye’den çıkan bir lojistik teknoloji unicorn’u bile olabilirler.

İddialı bir proje, zorlu bir sektör, ama büyük bir potansiyel var. Ve en güzeli de bunu bir grup genç Türk girişimcinin yapıyor olması. Kamyoon’un başarılı olmasını gönülden istiyorum, çünkü sadece bir şirketin büyümesi değil, sektör genelinde bir dönüşümün başlaması anlamına geliyor.

Türkiye’nin her alanda dijitalleşmeye, verimliliğe ve yeni nesil çözümlere ihtiyacı var. Kamyoon gibi girişimler, büyük şirketlerin tekeline meydan okuyarak piyasayı hareketlendiren, standartları yükselten ve rekabeti artıran güçlerdir. İşte tam da bu yüzden, bu tür yenilikçi projelerin desteklenmesi, teşvik edilmesi ve yaygınlaşması gerekiyor.


5️⃣ Süper Uygulamalar Geleneksel Lojistik Firmalarını Tehdit Ediyor mu?

Süper uygulamalar lojistik sektörüne hız, esneklik ve maliyet avantajı getirirken, geleneksel lojistik firmaları için ciddi bir tehdit oluşturuyor mu? Kısa cevap: Evet, oluşturuyor.

Daha uzun cevap ise şöyle: Bu tehdit, firmaların nasıl tepki verdiğine bağlı olarak büyük bir fırsata da dönüşebilir. Bugün geleneksel lojistik firmalarının en büyük sorunu esneklik eksikliği ve dijitalleşmeye ayak uyduramamaları. Süper uygulamalar ise hızlı karar alma, düşük maliyet ve veri odaklı optimizasyon gibi avantajlarıyla sektörde yer edinmeye çalışıyor.

Peki, klasik lojistik firmaları için riskler neler? Küçük ve orta ölçekli firmalar bu yeni düzene nasıl ayak uydurabilir? Ve dijital dönüşüm sürecini hızlandıran adımlar neler olabilir?

Klasik Lojistik Firmaları İçin Olası Riskler

Süper uygulamalar, geleneksel lojistik şirketleri için üç büyük tehdit oluşturuyor:

  • Fiyatlandırma Üzerindeki Baskı Eskiden lojistik sektörü bağlantılar ve güvene dayalıydı. Büyük firmalar, uzun vadeli iş ilişkileri ve sabit fiyat anlaşmalarıyla çalışıyordu. Ancak süper uygulamalar dinamik fiyatlandırma getirdi. Anlık arz-talep dengesiyle belirlenen fiyatlar, özellikle büyük ölçekli lojistik firmalarının maliyetlerini karşılamalarını zorlaştırabilir.

Örneğin, Uber Freight, taşıyıcılar ve yük verenler için anında fiyatlandırma sağlayarak fiyat şeffaflığı yarattı. Bu, klasik lojistik firmalarının gizli maliyetler üzerinden kâr etmesini zorlaştırıyor.

  • Müşteri Deneyimi Değişiyor Müşteriler hızlı, şeffaf ve kolay yönetilebilir çözümler istiyor. Süper uygulamalar, müşterilere gerçek zamanlı takip, anında fiyat karşılaştırma ve esnek teslimat seçenekleri sunarak lojistik sektöründeki müşteri beklentilerini yükseltiyor.

Eskiden bir kargo takip etmek için telefonla müşteri temsilcisine bağlanmak gerekiyordu. Şimdi ise uygulama üzerinden anlık bildirimlerle yük takibi yapmak mümkün. Geleneksel firmalar, bu hız ve kolaylık karşısında müşteri kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyor.

  • Orta Aracılar Ortadan Kalkıyor Lojistik sektörü, nakliye komisyoncuları gibi aracılar sayesinde çalışıyordu. Ancak süper uygulamalar, taşıyıcılarla doğrudan müşteri arasında bir köprü kurarak bu aracıları devre dışı bırakıyor.

Örneğin, Kamyoon, Uber Freight ve Amazon Relay gibi platformlar, doğrudan taşıyıcılarla müşterileri buluşturuyor. Böylece komisyoncuların kar marjı azalıyor ve geleneksel lojistik firmaları rekabet gücünü kaybedebiliyor.

Küçük ve Orta Ölçekli Lojistik Şirketleri Nasıl Adapte Olabilir?

Büyük lojistik devleri, süper uygulamalarla rekabet etmek için kendi dijital platformlarını oluşturma gücüne sahip. Ama küçük ve orta ölçekli lojistik firmaları için durum daha zor. Peki, nasıl adapte olabilirler?

  • Dijital Platformlarla Entegre Olmalılar Tamamen bağımsız hareket etmek yerine, küçük lojistik firmaları süper uygulamalara entegre olarak işlerini büyütebilir.

  • Kamyoon gibi dijital lojistik platformlarına katılarak yeni iş fırsatları yakalayabilirler.

  • API ve entegrasyon çözümleriyle süper uygulamaların ekosistemine dahil olabilirler.

  • Fiyat Rekabetine Karşı Değer Odaklı Hizmet Sunmalılar Süper uygulamalar genellikle düşük maliyet ve hızlı hizmet üzerine kurulu. Küçük lojistik firmaları, müşteri hizmeti, özelleştirilmiş lojistik çözümleri ve güvenilirlik gibi alanlarda fark yaratabilir.

  • Niş sektörlere (soğuk zincir, ilaç lojistiği, özel kargo taşımacılığı) odaklanarak süper uygulamalarla doğrudan rekabet etmek yerine farklılaşabilirler.

  • Dijitalleşme Süreçlerini Hızlandırmalılar Küçük lojistik firmalarının en büyük sorunu, genellikle manuel süreçlere fazla bağımlı olmaları.

  • ERP ve iş zekası çözümleri kullanarak süreçlerini optimize edebilirler.

  • Otomatik fiyatlandırma, rota optimizasyonu ve veri analitiği gibi teknolojilere yatırım yaparak rekabet avantajı elde edebilirler.

Dijital Dönüşüm Sürecini Hızlandıran Adımlar

Peki, geleneksel lojistik firmaları dijital dönüşüm sürecini nasıl hızlandırabilir? İşte en kritik adımlar:

  • Gerçek Zamanlı Takip Sistemleri Kurmak: GPS tabanlı izleme sistemleriyle, müşterilerin anlık olarak teslimatları takip etmesini sağlamak.

  • Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesi Kullanmak: Süper uygulamaların rekabetine karşı, yapay zeka ile talep tahmini ve rota optimizasyonu yapmak.

  • Dijital Ödeme ve E-Fatura Çözümleri Sunmak: Nakliye süreçlerini hızlandırmak için dijital ödeme entegrasyonları geliştirmek.

  • Büyük Veri ve İş Zekası Araçları Kullanmak: Fiyatlandırma, müşteri tercihleri ve operasyonel verimlilik için Qlik Sense, Power BI gibi iş zekası araçlarıyla veri analizine geçiş yapmak.

Süper Uygulamalar Geliyor, Ya Uyuyacaksın Ya Uyum Sağlayacaksın. Evet, süper uygulamalar lojistik sektörünü kökten değiştirmeye başladı ve bu değişim durmayacak. Geleneksel lojistik firmaları için en büyük risk, değişime ayak uyduramamak.

Ancak dijitalleşmeyi benimseyen, veri odaklı çalışan ve müşteri deneyimine önem veren lojistik firmaları için bu dönüşüm büyük bir fırsata da dönüşebilir.

Yani "Süper uygulamalar lojistik sektörünü bitirecek mi?" sorusunun cevabı aslında firmaların kendisinde saklı. Dijitalleşmeye adapte olanlar bu dalgayı bir avantaja çevirebilir, direnmeye devam edenler ise yavaş yavaş piyasadan silinebilir.

Özetle: Ya süper uygulamalara karşı pozisyon alacaksın ya da onların sunduğu ekosistemde kendine yeni bir alan açacaksın. Bu seçim, lojistik sektörünün geleceğini belirleyecek en kritik kararlardan biri olacak.


6️⃣ Süper Uygulamalar vs. Klasik ERP Tabanlı Lojistik Yönetimi

Lojistik yönetimi denince akla iki büyük sistem geliyor: Klasik ERP tabanlı lojistik yönetimi ve süper uygulamalar. Biri kurumsal dünyanın ağır toplarından, diğeri ise teknoloji çağının asi disruptor’larından.

Peki, hangisi daha iyi? ERP mi, süper uygulamalar mı? Şirketler hangi yolu seçmeli? Yoksa ikisini birleştirmenin bir yolu var mı? Gel, beraber bakalım.

Mevcut Lojistik ERP Sistemleri ile Süper Uygulamaların Karşılaştırması

Önce klasik ERP’leri masaya yatıralım. Malum, ERP sistemleri lojistik yönetiminin omurgası gibi. Büyük şirketler yıllardır SAP, Oracle, Microsoft Dynamics, Logo, Netsis gibi ERP çözümleriyle operasyonlarını yürütüyor.

ERP’lerin Avantajları:

  • Merkezi Yönetim: Tüm süreçler tek bir yerden kontrol edilebiliyor.

  • Muhasebe, finans, stok yönetimi gibi kritik fonksiyonlarla entegre çalışıyor.

  • Büyük ölçekli operasyonları yönetmek için kurumsal yapıya uygun.

Ama tabii ERP’lerin de sıkıntıları var:

  • Kullanım zor: Arayüzler genellikle 90’lardan kalma gibi. Bir sipariş takip etmek bile bazen “şifreyi kır, 3 kere sağa dön, eski kütüphaneye gir” hissi yaratıyor.

  • Esneklik az: Büyük bir ERP sistemi kurduysan, üzerine yeni bir özellik ekletmek aylar sürebilir.

  • Maliyetler çok yüksek: ERP sistemleri başlangıçta büyük yatırım gerektiriyor ve sürekli bakım maliyetleri var.

Ve işte tam bu noktada, süper uygulamalar çıkıp “Merhaba! Biz daha hızlı, daha ucuz ve daha kullanıcı dostuyuz” diyor.

Süper Uygulamalar ERP’lere Karşı: “Ben Daha Hafifim, Daha Hızlıyım”

Süper uygulamalar, ERP sistemlerinden farklı olarak kullanıcı dostu, esnek ve modüler bir yapıya sahip. Bir lojistik firması, süper uygulamalar sayesinde ERP kurmadan bile operasyonlarını yönetebilir hale geliyor.

Süper Uygulamaların Avantajları:

  • Hızlı entegrasyon: Kurulum süresi günler veya haftalar içinde tamamlanabiliyor.

  • Kullanıcı dostu: Arayüzler daha basit, herkes kolayca kullanabiliyor.

  • Esnek ve ölçeklenebilir: Küçük işletmeler için ideal ama büyükler için de genişletilebilir.

Ama süper uygulamalar ERP’lere kıyasla bazı eksiklikler taşıyor:

  • Finans, muhasebe ve stok yönetimi gibi ERP özelliklerini kapsamıyor.

  • Veri güvenliği ve regülasyonlar açısından büyük şirketler için yetersiz kalabilir.

  • Bütün süreçleri uçtan uca yönetmek için hala bir ERP entegrasyonu gerekiyor.

Özetle, süper uygulamalar daha hızlı ve esnek, ERP sistemleri ise daha kapsamlı ve güçlü.

API ve Veri Entegrasyonu Sorunları: “Bunlar Birbirini Seviyor mu?”

Şimdi en büyük soruna geldik: ERP sistemleri ve süper uygulamalar birbirleriyle düzgün çalışabiliyor mu?

Çoğu ERP sistemi, süper uygulamalarla entegrasyon konusunda tam bir kabus. Neden mi?

  • Eski ERP’ler API dostu değil: Çoğu ERP hala eski protokollere bağlı ve modern API’lerle düzgün çalışmıyor.

  • Veri senkronizasyonu sıkıntılı: Süper uygulamalar gerçek zamanlı veri paylaşımı gerektirirken, birçok ERP hala manuel veri girişine muhtaç.

  • Güvenlik duvarları çok katı: ERP sistemleri, dış sistemlerle veri paylaşırken güvenlik endişeleri nedeniyle kısıtlamalar koyuyor.

Bu yüzden, birçok şirket süper uygulamalar ile ERP’yi entegre etmeye çalışırken duvara tosluyor. Ama doğru API entegrasyonları ve middleware çözümleri ile bu problem aşılabilir.

Şirketler İçin ERP mi, Süper Uygulamalar mı Daha Avantajlı?

Peki, karar zamanı: ERP mi yoksa süper uygulamalar mı?

Büyük lojistik firmaları için:

  • ERP olmazsa olmaz. Süper uygulamalar, ERP sistemlerini tamamlayıcı bir araç olarak kullanılmalı.

  • Önerim: SAP veya Oracle gibi kurumsal ERP sistemlerini kullanırken, Kamyoon gibi süper uygulamalarla operasyonları hızlandırmak.

Orta ölçekli lojistik firmaları için:

  • Eğer büyük bir ERP yatırımına bütçe ayırmak zor geliyorsa, süper uygulamalar ana sistem olarak kullanılabilir.

  • Önerim: ERP’ye geçmeden önce modüler ve bulut tabanlı süper uygulamaları denemek.

Küçük lojistik firmaları için:

  • ERP çok maliyetli olabilir. Süper uygulamalar daha esnek ve uygun maliyetli bir çözüm sunar.

  • Önerim: Öncelikle süper uygulamaları kullanarak işlerini dijitalleştirmek, büyüdükçe ERP entegrasyonlarını değerlendirmek.

Süper Uygulamalar ERP’yi Bitirir mi?

ERP sistemleri uzun yıllardır lojistik sektörünün bel kemiği oldu. Ama süper uygulamalar, hız, esneklik ve erişilebilirlik avantajlarıyla bu dengeleri değiştiriyor.

ERP’ler tamamen ortadan kalkar mı? Hayır. Ama ERP kullanan şirketler bile süper uygulamaları operasyonlarına entegre etmek zorunda kalacak. Çünkü piyasa artık hız istiyor, kolaylık istiyor, anlık veri istiyor. Dünya çapındaki ERP devleri, süper uygulamaların yükselişini fark ederek, bu yeni trende ayak uydurmak için stratejik adımlar atıyor. Türkiye'nin en büyük ERP sağlayıcılarından biri olan Logo Yazılım da bu dönüşümün farkında, ancak süper uygulamalarla entegrasyon konusunda şu an için belirgin bir adım attığını söylemek zor.

Evet, Logo ERP çözümleri, müşteri ilişkileri yönetimi (CRM), insan kaynakları yönetimi ve iş akış yönetimi gibi tamamlayıcı araçlarla geniş bir ekosistem sunuyor. Ayrıca, Logo CRM-ERP App gibi uygulamalar sayesinde ERP ve CRM sistemleri arasında entegrasyon sağlıyor. Ancak bunlar, süper uygulamalarla doğrudan entegre çalışan veya süper uygulama mantığında gelişen çözümler değil.

Dünyanın en büyük ERP sağlayıcıları olan SAP ve Oracle gibi devler, süper uygulamaların lojistik ve tedarik zincirindeki etkisini fark etti ve kendi ekosistemlerini bu yönde genişletmeye başladı. Örneğin:

  • SAP, "Integration Suite" çözümüyle üçüncü taraf süper uygulamalarla daha kolay entegrasyon sunuyor.

  • Oracle, "Oracle Integration" ile dış uygulamalarla anlık veri paylaşımını destekleyen bir yapı kuruyor.

Peki, Türkiye’de ERP pazarının en büyük oyuncularından Logo ne yapmalı?

Eğer Logo, süper uygulamaların sunduğu esneklik ve hız avantajını göz ardı ederse, gelecekte bu dönüşümün gerisinde kalma riskiyle karşı karşıya. Çünkü piyasa artık kapalı sistemlerle değil, hızlı entegrasyonlarla çalışan ekosistemlere doğru ilerliyor.

Bugün süper uygulamalar, lojistiği, finansı, e-ticareti ve iş süreçlerini tek noktadan yöneten devasa platformlar haline geliyor. Eğer büyük ERP sağlayıcıları bu sistemlere entegre olacak çözümler geliştirmezse, müşteriler daha esnek ve hızlı çözümlere yönelmeye başlayacak.

Özetle: Logo ve diğer yerli ERP sağlayıcıları, süper uygulamaların lojistik ve iş yönetimindeki yükselişine hızlı adapte olmalı. Aksi takdirde, ERP dünyasındaki değişimi sadece izleyen tarafta kalabilirler.

Bu gelişmeler, ERP sağlayıcılarının, süper uygulamaların sunduğu hız ve esneklik avantajlarını kendi sistemlerine entegre ederek, kullanıcı deneyimini iyileştirmeye yönelik adımlar attığını gösteriyor.

  • Büyükler ERP’yi bırakmaz ama süper uygulamalarla desteklemek zorunda kalır.

  • Küçükler için süper uygulamalar daha iyi bir başlangıç noktası olabilir.

  • Orta ölçekli firmalar için hibrit model en iyi çözüm.

Bu yüzden süper uygulamalar ERP’lerin düşmanı değil, onların daha iyi çalışmasını sağlayan yardımcı oyuncular. Ama bu dönüşüme ayak uyduramayan ERP sistemleri bir süre sonra sahneden çekilmek zorunda kalabilir.

Lojistik sektöründe devrim yaşanıyor. ERP mi, süper uygulamalar mı? Asıl soru şu: Şirketler, hangisini nasıl kullanacağını biliyor mu?


7️⃣ Geleceğe Bakış: Türkiye’de Lojistik Süper Uygulamalarla Nasıl Evrilecek?

Lojistik sektörü, dijitalleşme ve süper uygulamalar sayesinde hiç olmadığı kadar hızlı bir dönüşüm geçiriyor. Artık "kamyon nerede, kargo çıktı mı, bu işin faturası nasıl kesilecek?" gibi sorular için günlerce uğraşmaya gerek yok. Süper uygulamalar, lojistik süreçlerini anında yönetilebilir hale getirerek, verimliliği artırıyor ve maliyetleri düşürüyor.

Peki, Türkiye’de lojistik sektörü süper uygulamalarla nasıl şekillenecek? Büyük firmalar bu değişime nasıl adapte olabilir? Küçük lojistik oyuncuları bu devrimden nasıl faydalanabilir? Gel, beraber bakalım.

Öngörüler ve Trend Analizleri: Türkiye’de Neler Olacak?

Süper uygulama modeli yaygınlaşacak, ama büyük oyuncular hemen teslim olmayacak. Trendyol, Getir ve HepsiJet gibi büyük e-ticaret lojistik şirketleri zaten süper uygulama mantığında çalışmaya başladı. Ama tam anlamıyla bir lojistik süper uygulaması ortaya çıkmış değil. Bunun nedeni, Türkiye'deki lojistik firmalarının eski alışkanlıklardan kolay vazgeçmemesi ve geleneksel yapılarını koruma eğiliminde olmaları.

Orta ölçekli lojistik firmaları için süper uygulamalar büyük bir fırsat sunacak. Büyük lojistik devleri kendi ERP sistemleri ve özel lojistik yazılımlarını kullanırken, KOBİ’ler ve küçük lojistik firmaları süper uygulamalar sayesinde rekabet avantajı elde edebilir.

Dijitalleşmeyi reddeden firmalar silinecek. Önümüzdeki 5 yıl içinde dijital platformlara entegre olmayan lojistik firmaları, fiyat rekabeti ve müşteri beklentilerine ayak uyduramayacakları için yok olma riskiyle karşı karşıya kalacak. Süper uygulamalar maliyet avantajı ve hız sağladığı için müşteriler artık eski usul çalışan lojistik firmalarına yönelmeyecek.

Kamyoon gibi yenilikçi girişimler pazarı dönüştürebilir. Türkiye’de süper lojistik uygulaması formatına en yakın girişimlerden biri Kamyoon. Eğer doğru stratejiyle ilerlerse, küçük ve orta ölçekli lojistik firmaları için kritik bir dijital köprü olabilir.

Lojistik Firmaları Süper Uygulamalardan Nasıl Faydalanabilir?

Lojistik sektöründe süper uygulamalara ayak uydurmanın üç temel yolu var:

  • Entegrasyon Şart! ERP sistemlerini süper uygulamalarla entegre etmek, lojistik firmalarının hem geleneksel yapılarını korumasını hem de dijitalleşmeden kopmamasını sağlar.

  • Operasyonları Dijitalleştir, Manuel İşleri Bırak! Süper uygulamalar, insan hatasını minimuma indirerek süreçleri hızlandırıyor. Lojistik firmalarının fatura kesmeden fiyatlandırmaya, yük yönetiminden takip sistemlerine kadar tüm süreçleri dijital hale getirmesi gerekiyor.

  • Veriye Dayalı Karar Ver! Süper uygulamalar sayesinde lojistik şirketleri, müşteri taleplerini, en kârlı rotaları ve fiyat optimizasyonunu AI tabanlı veri analizleriyle yapabilir. Kimse artık tahmine dayalı lojistik yönetmek istemiyor!

Süper Uygulamaların Lojistik Sektöründeki Geleceği

Tahmin 1: Türkiye’nin ilk tam kapsamlı lojistik süper uygulaması 3 yıl içinde ortaya çıkacak. Şu anki yapı çok parçalı, ama ya büyük bir firma tüm lojistik süreçlerini kapsayan bir platform kuracak ya da Kamyoon gibi girişimler ekosistemi bir araya getirecek.

Tahmin 2: Kamyoncular ve bireysel lojistik operatörleri için “Uber modeli” Türkiye’de yaygınlaşacak. Şu anda Uber Freight ve Amazon Relay gibi modeller yurtdışında çalışıyor. Türkiye’de de bağımsız taşımacılar için benzer bir modelin oluşması kaçınılmaz.

Tahmin 3: Geleneksel lojistik firmaları süper uygulamalarla çalışmazsa, hızla pazar payı kaybedecek. Dijitalleşme sürecini reddeden lojistik firmaları 5 yıl içinde rekabet edemez hale gelecek.

Tahmin 4: Süper uygulamalar, sadece lojistik değil, tedarik zinciri yönetimini de kapsayacak. Bugün lojistik süreçleri süper uygulamalarla dijitalleşirken, yarın depo yönetimi, finans süreçleri ve sigorta işlemleri de aynı sistem içinde yönetilmeye başlanacak.

Sonuç: Süper Uygulamalar, Lojistikte Kaçınılmaz Bir Gelecek

Lojistik sektörü büyük bir dönüşümün eşiğinde. Süper uygulamalar maliyetleri düşürüyor, süreçleri hızlandırıyor ve şirketlere daha fazla esneklik sağlıyor. Türkiye’de bu dönüşüm henüz tam anlamıyla tamamlanmasa da, önümüzdeki yıllarda süper uygulama modeli lojistiğin merkezine yerleşecek.

Geleneksel lojistik firmaları için dijitalleşme bir seçenek değil, zorunluluk haline geliyor. Süper uygulamalar ya lojistik devlerinin rakibi olacak, ya da onları daha güçlü hale getiren araçlara dönüşecek. Ve işin en güzel tarafı? Bu değişimi sadece dışarıdan izlemiyoruz, Kamyoon gibi yerli girişimlerle Türkiye de bu dönüşümün aktif bir parçası oluyor.

Umarım makaleyi keyifle okudunuz! Türkiye’nin lojistik dönüşümüne dair fikirleri paylaşmak benim için büyük bir zevkti. Yorumlarınızı ve görüşlerinizi duymaktan mutluluk duyarım.

Daha hızlı, daha akıllı ve daha dijital bir lojistik dünyasında görüşmek üzere!

Okuduğunuz için teşekkürler!

Dipl.-Ing. Deniz Cengiz


Yorumlar

En çok okunanlar

Cloud Computing Reference Architecture: An Overview

Cloud Architecture

Teknolojik Altyapıdan Ne Anlıyoruz?

Run SAP İş Ortağı Programı, En İyi Çözüm Operasyonunu Nasıl Sağlar?

Artırılmış Gerçeklik nedir ve hangi alanlarda kullanılıyor?

KÖRLER ÜLKESİNE KRAL OLMAK

BİG DATA MANAGEMENT

CLOUD COMPUTING – An Overview

Blockchain, sözleşmelerin dijital koda yerleştirildiği ve şeffaf paylaşılan veri tabanlarına depolandığı, silinmesi, değiştirilmesi ve düzeltilmesinden korunan bir dünyayı hayal edebiliriz.

Bilgi Sisteminin Yazılım Yetenek Olgunluk Modeli ile İlişkisi