SAP Business One Nedir? Ama En Çok da Ne Değildir?

 


İçindekiler

1. Giriş

2. SAP Business One Nedir?

3. SAP Business One Ne Değildir?

4. SAP B1 Kullanan Firmaların Karşılaştığı Gerçekler

5. SAP B1 ile ERP Kullandığını Sananlar

6. Ne Zaman Kullanılır, Ne Zaman Kullanılmaz?

7. Sonuç

 Read the full article (and all upcoming ones) in English on Medium:
What is SAP Business One? But More Importantly — What is it Not?
Follow me on Medium to stay updated with future deep-dives into ERP, digital transformation, and strategy.

This article dives into the often misunderstood world of SAP Business One (SAP B1), debunking the myth that it's a scaled-down version of SAP S/4HANA. Originally developed by an Israeli company and acquired by SAP in 2002, B1 is dissected not just for what it offers, but more importantly, for what it lacks: true enterprise architecture, integration capabilities, and scalability. The piece highlights how mispositioning B1 as "SAP ERP" damages the trust in real ERP systems, creating long-term transformation fatigue within companies. It's a satirical yet brutally honest wake-up call for businesses mistaking branding for functionality.

 

1. Giriş

SAP’nin doğduğu yerde, Almanya’da eğitim aldım. Orada bu iş, öyle “SAP danışmanıyım” deyip kartvizite logo bastırmakla olmuyor. Orada SAP demek mühendisliktir, süreç zekasıdır, metodolojidir. Hatta haddini bilen bir saygıdır. Kodun kadar konuşur, tasarımın kadar ciddiye alınır, çözümün kadar var olursun.

Ben bu işi Almanya’da öğrendim ama Türkiye’de yapmıyorum. Nedenlerini? Daha önce yazdığım bir kaç makalede detaylıca anlatmıştım. (Merak eden açıp okusun. )

Ama şu kadarını buraya bırakayım: Türkiye’de SAP deyince akla gelen şey genelde ya bir logo, ya da iyi pazarlanmış bir “çözüm kutusu” oluyor. İçinde ne var? Bilen yok. Ne eksik? Konuşan yok. Ne kadarı gerçek SAP? Ona da kimse bakmıyor.

Ve işte tam da bu yüzden bu yazıyı yazıyorum.

Çünkü artık yeter.

Bu ülkede SAP S/4HANA gibi dünya çapında dev bir ERP platformuyla, SAP Business One gibi “ön muhasebe destekli ticari program”ı aynı kefeye koyanları görmekten bıktım.  Biraz da kızıyorum sanırım artık... Üstelik sadece yanlış bilenlere değil — asıl bu yanlışı bilen ama bilmezden gelen danışmanlara, satış ekiplerine ve “SAP geçişi sattık” diye sevinen sistem evlerine kızgınım.

Kusura bakmayın ama insanlar kandırılıyor. Hem de göz göre göre.

B1 gibi bir yazılım, sadece üzerinde “SAP” yazıyor diye “kurumsal ERP” diye satılıyor. Bütçesi olmayan ama ağzında SAP lafı olsun isteyenlere “size özel çözüm” diye pazarlanıyor. Ve sonra ne mi oluyor?

Şirketler ERP geçtik sanıyor, aslında dijitalleşme rüyasını satın alıp dijital kabusa uyanıyor.

Süreç yok, mimari yok, veri bütünlüğü yok, entegrasyon yok. Ama "SAP yazıyor ya üstünde, vardır bir bildiği" diyerek milyonlar gömülüyor.

Sonra o şirket tekrar ERP’ye, tekrar dijital dönüşüme, tekrar yenilenmeye yanaşmıyor. Çünkü travma büyük.

Sonra ne oluyor biliyor musunuz?

O ilk “dijitalleşme” adı altında yapılan B1 geçişi bir hayal kırıklığına dönüşüyor. Ve o travma şirketin hafızasına kazınıyor. Yönetici kadrosu, “Bir daha bu ERP işine bulaşmayalım” moduna giriyor. IT ekibi kabuğuna çekiliyor. Üst yönetim, “Bu işler hikaye, biz zaten Excel’le hallediyoruz” diyerek kendi içine kapanıyor.

Ama asıl acı olan şu:
Bu fatura, SAP Business One’a değil; gerçek ERP sistemlerine kesiliyor.

Yani dijitalleşme yolculuğu daha başlamadan bitiyor. Ve bu bedeli, bu işi hakkıyla yapmaya çalışan sistemler ödüyor:

  • SAP S/4HANA – Gerçek zamanlı işlem, kurumsal süreç derinliği, global entegrasyon kabiliyeti… Ama B1 yüzünden “SAP’yi denedik, olmadı” damgası yiyor.
  • Logo J-Platform – Yerli gururumuz, modern, parametrik ve entegre bir yapı sunuyor. Ama insanlar “ERP diyorsunuz da bu da B1 gibi çıkmasın” diye mesafeli duruyor.
  • Oracle Fusion Cloud ERP – Yılların deneyimiyle cloud-native çözüm sunuyor, ama geçmişteki travmalar yüzünden kimse niyetlenemiyor.
  • IFS Applications – Özellikle üretim ve saha operasyonlarında dünya standardı ama adını bile duymak istemiyor firmalar.
  •  NetSuite – Bulut ERP’nin öncülerinden ama pazarda hala "ERP yine para tuzağı mı?" sorusuyla karşılanıyor.

Yani bu bir B1 problemi değil sadece.
Bu, tüm ERP ekosistemini sabote eden bir algı problemi.

ERP’ye yanlış ürünle, yanlış danışmanla, yanlış vaatlerle giren şirket, artık doğru ürüne de güvenmiyor. Ve bu yanılgı, Türkiye'de dijitalleşme kültürünün önünü tıkayan en büyük beton bloklardan biri.

O yüzden bu yazıyı yazmak benim için bir tercih değil, zorunluluktu.

ERP işi “mış gibi” yapılarak değil, doğru sistem, doğru mimari ve doğru stratejiyle yapılır.

SAP Business One bu işi yapmaz.
Ama bu algı düzeltilirse, gerçek sistemlerin önü açılır.

Ve işte bu yüzden konuşmamız gerekiyor. Çünkü sessizlik, sadece pazarlamacının işine yarar.

Ve bu travmanın tek sorumlusu, B1 değil. O yazılım zaten ne olduğunu açıkça söylüyor. Suç, onu “ERP geçişi” diye yutturanlarda. Suç, “S/4HANA’nın küçük kardeşi” gibi masallarla sektör dolaşanlarda.

SAP S/4HANA bir Airbus A380 ise, B1 kartondan yapılmış bir planör. Ama burada ikisi de “uçak” diyerek aynı klasmanda anlatılıyor. E peki sonra ne oluyor? ERP sandalyelerine oturtulan yurdum beyaz yakalısı, gökyüzüne değil, yere çakılıyor.

Ve olan, yine CEO’suna “SAP’ye geçtik” sunumu hazırlamak zorunda kalan güzel kardeşlerimize oluyor.

İşte bu yazı, onların onuruna.

Bu yazı bir eleştiri değil, bir hesaplaşma. ERP nedir, SAP nedir, dijital dönüşüm nedir? Hepsinin net çizgilerini çekmek için yazıldı.

Gerçekten SAP kullanmak isteyenlere bir pusula, ağzında SAP lafı dolanıp elinde B1 kutusuyla gezenlere de bir tokat olsun istedim.

Hafif değil, kolay sindirilecek hiç değil. Ama gerçek.

SAP Business One nedir, ama en çok da ne değildir?

İlk bölümden itibaren tüm illüzyonları parça parça indireceğiz.

Hazırsan, başlayalım. Ama önce kemerleri bağla. Çünkü burası B1 uçuşu değil. Burası gerçek bir kurumsal dönüşüm yolculuğu.

2. SAP Business One Nedir?

Şanlı(!) Tarihi: İsrail’den Dünyaya ERP Taklidi

SAP Business One, SAP’nin kendi ürünü değildir. Yani ilk satırını Alman mühendisler yazmadı, ilk ekranını Walldorf’da kimse tasarlamadı. Aslında bu yazılım, TopManage adında İsrailli bir şirket tarafından geliştirildi. SAP, 2002 yılında bu firmayı satın aldı. Sebep? Açık: “KOBİ’lere de SAP satalım” arzusu.

Yani SAP’nin “Küçüklere ERP” operasyonunun kilometre taşı. Ama olay şu: Satın alınan bu yazılım, başından itibaren “hadi şirket süreçlerini yeniden kurgulayalım” vizyonuyla yazılmadı. Derdiydi: “Fatura keselim, stok takip edelim, muhasebeyi toparlayalım.”

Yani bu sistemin DNA’sı zaten “ERP” değil, “düzenli defter tutma”ydı. SAP de buna sadece logosunu basıp “SAP Business One” dedi. Ve herkes yemeye başladı.


Teknik Durum: SQL Üzerine Binmiş Dijital Defter

B1’in teknik altyapısına gelince...

  • Başlangıçta yalnızca on-premise çalışırdı. Bildiğin masa başı, dosya dosya kurulum. Şimdilerde “cloud versiyonu” da var diyorlar ama o da ek yazılım firmaları sayesinde, biraz da makyajla cloud’a taşınmış gibi duruyor. Gerçek bir cloud-native yapıya sahip değil.

  • Microsoft SQL Server ile çalışır. HANA versiyonu da çıktı evet ama o da bir nevi “hadi biz de biraz hızlı çalışalım bari” çabası. SAP HANA dediğin S/4HANA’nın kalbidir, burada ise sadece bir yedek motor gibi çalışır. Gerçek performans farkı yaratmaz.

  • Web client var mı? Var. Ama kullanıcı deneyimi? 2007 internet kafesi. Grafiği var diyorlar, ama grafikle karar alan yönetici daha görmedik.

  • Mobil uygulama? Eh, bir şeyler var ama “mobil ERP” demeye dilim varmaz. Eskiden “Export to Excel, mail at” derdim, şimdi “Mobilde aç ama içine çok güvenme” diyorum.


İlk Niyet: ERP Değil, Dijital Muhasebe

TopManage zamanında bu yazılım, “KOBİ’lerin muhasebesini dijitale taşıyalım” diyerek yola çıktı. Yani sistemin ilk yazılı satırı bile “kompleks süreçleri yöneteceğim” demiyor. Stok girişi, cari takibi, satış faturası derdi bu programın.

SAP’nin bunu ERP gibi pazarlaması, kabaca şöyle bir şey:

Karpuzun üstüne Gucci logosu yapıştırmak ve “çanta” diye satmak.

Süreç yönetimi? Yok.

İş akışı motoru? Yok.

Parametrik mimari? Yok.

Middleware? Ne arar...

Bugün hala şirketlere kurulduğunda, sistemin etrafına 6-7 add-on yazılım, 2 tane entegrasyon köprüsü ve bir de “Excel uzmanı” danışman gerekir. Çünkü SAP B1, merkez değil, uydu bile değil — yörüngeye girmeye çalışan bir uydu parçasıdır.


Adı Var, Kendi Yok

SAP Business One teknik olarak bir ERP olabilir. Ama bir sistemin ERP olması, onun gerçek kurumsal mimariye sahip olduğu anlamına gelmez. Adı SAP diye insanlar "kurumsallaştık" sanıyor ama içeride hala "Fatura Excel'de, sipariş kağıtta" kafası var.

Bu yazılım, ERP görünümünde bir muhasebe yazılımıdır.
SAP markasının içini boşaltarak
"müşteri aldatması" için kullanılıyor. Yıllardır aynı şey: Küçük işletmeye SAP havası satmak.

Eğer sen bu sistemi kurup “SAP geçişi yaptık” diyorsan, dürüst olmak gerekirse geçiş değil, makyaj yaptın.

3. SAP Business One Ne Değildir?

SAP S/4HANA’nın küçük kardeşi değil.
Bu, SAP dünyasının en yaygın efsanesidir. “Bütçe yetmedi, küçük kardeşiyle başladık” diyenler var ya… O küçük kardeş aynı aileden bile değil. S/4HANA ile B1’in arasında genetik değil, sadece pazarlama bağı var. Hani
“ikisi de SAP, sonuçta aynıdır” deniyor ya, işte bu mantıkla “Tofaş da Ferrari de İtalyan, demek ki yakın performans verir” diyebiliriz. Komik, ama yaygın.

Kurumsal mimarisi olmayan bir yazılımdır.
Middleware yok, event-driven yapı yok, mikroservis mimarisi hiç yok. B1,
“müşteri isterse yaparız” mantığıyla geliştirilen, modüler olmaktan çok modlara giren bir sistem. Monolitik yapısıyla her güncellemede sistemin tamamı çökme riski taşır. Şöyle düşün: Lego gibi esnek değil, daha çok eski usul tombala kutusu gibi—içinden ne çıkacağı belli değil.

Üst düzey entegrasyon? Gerçek zamanlı işlem? Karmaşık iş süreçleri? Beklemeyin.
SAP B1, entegre değil; entegreymiş gibi yapan bir yazılım.
“Entegrasyon var” denilen yerlerde genelde CSV dansı başlıyor. Gerçek zamanlı veri işleme desen yok. BPM motoru? O da yok. Var gibi davranan 3. parti çözümlerle döndürülmeye çalışılan yarı manuel yarı mucizevi bir dünya.

SAP ekosisteminde uçtan uca dijitalleşme çözümü değil.
“SAP B1 aldık, ileride SAP’nin diğer ürünleriyle entegre ederiz” cümlesi kadar romantik bir yalan olamaz. Ariba, SuccessFactors, IBP gibi üst seviye ürünlerle entegrasyon hayal, çünkü bu ürünler B1’in olduğu ligde oynamıyor. B1, SAP evreninin kenar mahallesinde oturan, akşam 9’dan sonra dışarı çıkmayan çekingen bir yazılım.

Modern ERP mi? Yok artık.
Bugün modern ERP deyince aklımıza API-first mimariler, cloud-native yapılar, kullanıcı deneyimi, self-service analitikler gelir. B1 ise hala 2000’lerin başındaki mantıkla çalışan,
“rapor” deyince Crystal Reports penceresi açan bir yapı. Bu saatten sonra ona “modern” demek, 3210’a “akıllı telefon” demeye benzer.

4. SAP B1 Kullanan Firmaların Karşılaştığı Gerçekler

Her entegrasyon bir dış kaynak festivali.
Bir sistemin içine başka bir sistem bağlayacaksınız diyelim. Ne beklersiniz? API, middleware, konnektörler… Değil mi?
SAP B1’de ne var?
“Abi bu iş için bizim Mehmet’le C++ yazan bir çocuk vardı, ona soralım.”
Yani her yeni entegrasyon, ayrı bir yazılımcı, ayrı bir proje, ayrı bir bütçe…
ERP değil, Frankenstein ERP.

Mobil uygulama mı? “Export to Excel, mail at” romantizmi.
Sene olmuş 2025, hala bazı B1 kullanıcılarının mobil operasyon çözümü şu:

“Excel’e dök, kendine mail at, telefonda bak.”
Gerçek mobilite?
Yok abi… Mobil app var, evet. Ama içeri girince kendini 2008 model bir Windows XP arayüzünde buluyorsun.
Mobil uygulamadan fatura onaylamak yerine, faks çekmek daha nostaljik ve efektif olabilir.

Upgrade mi? Geçmiş olsun.

Yeni versiyon geldi mi?

Kutlama değil, yas süreci başlıyor.

Çünkü SAP B1 dünyasında “upgrade” demek, sistemin baştan yazılması demek. Yeni sürüm = Yeni proje.
Versiyon geçişleri çoğu zaman "önceki projeyi çöpe at, baştan kur" şeklinde ilerliyor.
ERP değil, loop’a girmiş yazılım tarihi.

Lokalizasyon = Türk mühendislik mucizeleri.
E-fatura, e-arşiv, e-defter, KDV tevkifatı gibi Türkiye’ye özel konular?


“Onu bir add-on’la çözdük Deniz Bey.”
Peki o add-on kim yazdı?

“Bir firma vardı… adını unuttuk, ama artık destek vermiyor.”
Sonra ne oluyor?
Yeni sürümde add-on patlıyor, sistem çöküyor, kullanıcı sabahları meditasyon yapmaya başlıyor.
ERP dediğin, lokal ihtiyaçlara native çözüm üretir. Add-on bağımlılığı çözüm değil, pansuman bile değil.

Yani SAP B1 kullanmak, her gün minik sürprizlerle dolu bir dijital survivor kampı gibi.
Kullanan bilir; sabah sistem açılınca
“bugün sorun çıkmadan geçsin” duası edilir.
ERP sandın, gündelik IT savaşı çıktı.

5. SAP B1 ile ERP Kullandığını Sananlar

"Abi biz de SAP kullanıyoruz ya…"
Ah o cümle… O cümle var ya… ERP dünyasının “Kanka ben DJ’im” diyen Spotify çalma listesi sahibinden farksız.

Bir sistemin üzerinde “SAP” yazıyor olması, onun kurumsal düzeyde bir ERP olduğu anlamına gelmez. SAP S/4HANA, bir dijital sinir sistemi kurarken; SAP B1 kullanıcıları hâlâ veri ambarına “kopyala-yapıştır” ile veri besliyor olabilir.

Açalım biraz…


“SAP’ye geçtik” demek ≠ SAP ERP kurduk demek.
Bunu yaz bir kenara.
S/4HANA ile SAP Business One arasında mimari, metodoloji, işlem yapısı, veri işleme kabiliyeti bakımından okyanus var.
Ama nedense pazarda şöyle cümleler hâlâ dönüyor:

“Abi SAP’ye geçtik ya.”
Neye geçtiklerini sorduğunda ise cevap çoğunlukla şöyle:
“Muhasebe artık SAP'de. Ama Excel’le çalışıyoruz yine.”


Yönetim raporları? BI? RPA? BPM? Yok ama niyet var.
SAP B1’in kurumsal dijitalleşme alanındaki pozisyonu, Google’da “sağlıklı beslenme” aratıp o sırada cips yemeye benzer.
RPA dedikleri şey: Excel makrosu.
BI: Pivot tablo.
BPM: “Maili CC’ye ekledik.”
Gerçek dijitalleşme? Henüz gelmedi.


Modüler yapı mı dedin? Yok ama UDF var!
ERP sistemlerinde modüler yapı demek; sürecin, verinin ve kullanıcıların entegre, esnek ve yönetilebilir bir sistem içinde çalışmasıdır.
SAP B1’de ne var?
Kullanıcı Tanımlı Alan (UDF).
Yani sisteme yeni alan ekliyorsun, sonra form tasarımında dua ediyorsun.
“Parametrik yapı” dedikleri şey, biraz kolon aç biraz script yaz. O da çalışırsa.


Veri işleme = CSV terapi seansı.
SAP B1 kullananların veriyle ilişkisi, "CSV yükle, hata al, kolon düzelt, tekrar yükle" döngüsüdür.
Bu bir raporlama değil, travma döngüsüdür.


ERP sandılar, ERP’cilik oynadılar.
Sistem açık, kullanıcılar eğitilmiş, ekranlar çalışıyor diye ERP olmaz.
Kurumsal zeka, süreç optimizasyonu, çapraz fonksiyonel entegrasyon, iş kuralları yönetimi gibi şeyler…
Bunlar B1’in dış halkasında, görünmeyen gezegenler.


Bonus: “SAP kullanıyoruz” diyen B1’ciler için dipnot

“SAP’nin giriş seviyesi çözümünü kullanıyoruz.”
diye bir cümle eklerseniz, kimse sizi linç etmez. ERP’ciler sizi kucaklar.
Ama kalkıp
“Biz SAP geçtik” deyip, arkada Excel’le bütçe yaptığınız ortaya çıkarsa…
O zaman toplantı odasında sadece sistem değil, saygınlık da çöker.

İşte gerçek bu.

SAP Business One kullandığınız için kimse sizi suçlamaz.
Ama onu kurumsal bir ERP gibi sunmaya çalışırsanız, işte orada "bilgi kirliliği" değil, "ERP sahtekârlığı" başlar.

6. Ne Zaman Kullanılır, Ne Zaman Kullanılmaz?

Bazen sistem kötüdür ama iş görür.
Bazen sistem iyidir ama kullanamazsın.
B1 için bu ikisinin de dışında özel bir kategori var:

“Ucuz görünüp pahalıya patlayan sistemler sınıfı.”


Ne Zaman Kullanılır?

  • Küçük ve basit yapılar:
    Girişim seviyesindeki şirketler, iki depo, beş kullanıcı, bir muhasebeci ve bir “her şeyi yapan” IT’ci varsa… Eh, bir şans verilebilir.
    Stok, satış, kasa gibi temel işlemler için iş görür.
    Bazen de “SAP kullanalım ama bütçeyi yormayalım” diyen patronlara “şeklen SAP” deneyimi yaşatır.
    Bir nevi “ERP cosplay’i”.

  • ERP geçişi değil, ERP hissiyatı:
    Gerçek ERP kuramayacak ama “SAP dedik mi masada etkisi olsun” isteyen firmalar için birebir.
    Yani sistem değil, prestij pazarlaması.


Ne Zaman Kullanılmaz?

  • Çok lokasyon, çok şirket, çok başlılık varsa: Kaç!
    Holding yapısı, grup şirketleri, çoklu para birimi, uluslararası operasyon gibi yapılar varsa…
    B1 orada ne yapar biliyor musun?
    Bir Excel açar, dua etmeye başlar.

  • Büyüme hedefi varsa: Aman diyeyim.
    Bugün iyiyiz ama yarın 100 kullanıcıya çıkacağız diyorsan, B1 seni taşımak yerine çökertir.
    Çünkü bu sistem “geleceği planla” değil, “bugünü idare et” kafasıyla yazılmıştır.

  • Sektörel derinlik, parametrik süreçler, dikey çözümler gerekiyorsa: Olmaz.
    Üretim karmaşıksa, satış süreci faz etaplıysa, süreçleriniz BPM ile yönetiliyorsa…
    B1 o deftere imza atamaz.

  • “B1’e geçelim, sonra S/4HANA’ya yükseliriz” planı yapanlara kötü haberim var:
    O geçiş öyle “kat çıkar gibi” olmuyor.
    B1 → S/4 geçişi = Başka bir yazılım al, başka danışmanlar çağır, her şeyi baştan yap.
    Çünkü veri yapısı farklı, süreç mantığı farklı, entegrasyon kabiliyeti bambaşka.
    Yani “geçeriz” denilen şey, aslında sistemi gömüp yeniden doğurmak demek.


Özetle:

  • SAP Business One, doğru yerde kullanılırsa iş görebilir.

  • Ama yanlış yerde kurulursa, şirkete sistem kazandırmaz;
    sadece “ERP travması” kazandırır.

Ve bu travmadan sonra kimse o şirkette bir daha “ERP” kelimesini ağzına almak istemez.
O yüzden sistemden önce ihtiyacı, yazılımdan önce yönü, markadan önce vizyonu doğru tanımlamak gerekir.

7. Sonuç

Artık bu işin adını net koymamız lazım. Eğer bu yazıyı buraya kadar okuduysanız, muhtemelen SAP Business One ile ilgili o büyük yanılgının farkındasınız ya da en azından içinizde bir şeyler kıpırdamaya başladı.

Şunu net söyleyeyim:
ERP’yi sadece bir yazılım değil, bir vizyon olarak gören biri olarak, ERP ile “mış gibi” yapanlara karşı, SAP’nin hakkını korumaya and içmiş bir mühendis olarak yazdım bu satırları :)

Bu noktada bazı tavsiyelerim olacak:


1. SAP Business One kullanıyorsanız, buna “SAP ERP geçişi” demeyin.
Deyin ki “ERP benzeri bir çözüm kullanıyoruz” – bu daha dürüst, daha gerçek.

2. Dijital dönüşüm hedefliyorsanız, sistem seçiminde sadece marka adıyla yetinmeyin.
Yazılımın mimarisine, esnekliğine, ölçeklenebilirliğine bakın.
ERP işi ambalajla değil, içeriğiyle yürür.

3. “Büyürsek S/4HANA’ya geçeriz” diyorsanız, önce B1’in sizi nasıl kilitleyeceğini öğrenin.
O geçişin ne kadar sancılı olduğunu bilen biri olarak söylüyorum:
Bu, iki farklı evrende yaşamaya çalışmak gibidir.

4. SAP’nin ağırlığına aldanmayın, içeriğine bakın.
SAP, adı kadar sürecidir. Methodolojidir. Mimaridir.
SAP Business One bu derinliğe sahip değildir.

5. ERP alıyorsanız, bir sistem değil bir strateji seçiyorsunuz.
Lütfen bunu unutmayın. Yanlış strateji, sadece yazılım değil yıllar kaybettirir.

Benim amacım kimseyi kırmak değil.
Ama bazen birilerinin çıkıp “Kral çıplak” demesi gerekir.
Bu yazı da işte öyle bir şeydi.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Gerçek ERP’yi konuşmak isteyenlerle her zaman tartışmaya, fikir alışverişine hazırım.

Görüşmek üzere,
Dipl.-Ing. Deniz Cengiz

Yorumlar

En çok okunanlar

Cloud Computing Reference Architecture: An Overview

Cloud Architecture

Teknolojik Altyapıdan Ne Anlıyoruz?

Run SAP İş Ortağı Programı, En İyi Çözüm Operasyonunu Nasıl Sağlar?

Artırılmış Gerçeklik nedir ve hangi alanlarda kullanılıyor?

KÖRLER ÜLKESİNE KRAL OLMAK

BİG DATA MANAGEMENT

CLOUD COMPUTING – An Overview

Blockchain, sözleşmelerin dijital koda yerleştirildiği ve şeffaf paylaşılan veri tabanlarına depolandığı, silinmesi, değiştirilmesi ve düzeltilmesinden korunan bir dünyayı hayal edebiliriz.

Bilgi Sisteminin Yazılım Yetenek Olgunluk Modeli ile İlişkisi